MARION COTILLARD VE CAROLINE SCHEUFELE CHOPARD’IN SÜRDÜRÜLEBİLİR LÜKS YOLCULUĞU HAKKINDA SOHBET

EARRINGS FROM THE MAGICAL SETTING COLLECTION IN 18-CARAT WHITE GOLD SET WITH BRILLIANT-CUT SAPPHIRES (9,8 CTS) AND BRILLIANT-CUT DIAMONDS (22,3 CTS)

REF. 848217-1002

İlk tanıştığınız zamanı hatırlıyor musunuz ve bu anın sizde bıraktığı izleri bizimle paylaşabilir misiniz?

Marion Cotillard (MC): Sanırım Trophée Chopard töreninde tanıştık.

Caroline Scheufele (CS): Kesinlikle Cannes’daydı ve sana ödül verilmişti... İnsana sadece birkaç ay önceymiş gibi geliyor!

Kariyerinizin o noktasında Trophée Chopard sizin için ne ifade ediyordu?

MC: Chopard beni her zaman çok desteklemişti; o yüzden ödül de var olan ilişkimizi çok hoş bir şekilde pekiştirdi. O zamanlar o kadar genç bir oyuncuydum ki...Chopard’a, neredeyse ilk günden itibaren yanımda olduğu için her zaman çok minnettar oldum.

Siz o anla ilgili ne hatırlıyorsunuz?

CS: Bence ikimiz de şu anda olduğumuz seviyede değildik; dolayısıyla, o zamandan bu yana birlikte nasıl büyüdüğümüzü düşünmek güzel. Marion’un bu ödülü kazanmasından çok gurur duymuştum çünkü büyük bir hayranıyım. İki yıl sonra da Oscar’ı aldı zaten. Ne muhteşem bir kariyer!

Altı yıl önce, henüz çok az insan bu konudan bahsederken, Chopard’ın Sürdürülebilir Lüks Yolculuğunu başlattınız. Chopard’ın bu konsepti geliştirmesini tetikleyenin ne olduğunu bize anlatabilir misiniz? 

CS: İlk düşüncem, lüksün şeffaf olması gerektiğiydi. Bence eşsiz ve özel bir şeye sahipseniz, ki ben gezegenimizdeki en güzel değerli taşlarla ve tabii ki ana malzemelerimizden biri olan altınla çalışma zevkine ve onuruna sahibim, o zaman bunu en iyi şekilde kullanmanız gerekir. Birkaç yıl önce, eşinin Oscar kazandığı Akademi Ödülleri Töreninde Livia Firth ile tanışmıştım. Sohbet ederken, bana ajansı Eco Age aracılığıyla sürdürülebilir lüks davasına kendini nasıl adadığını anlatmış ve bana aniden sormuştu: “Sizin altınınız nereden geliyor?” “Bankalardan diye tahmin ediyorum, emin değilim,” demiştim. Bu karşılaşma bana acilen harekete geçmemiz gerektiği hissini vermişti. 

Yolculuğu duyduğunuzda ilk tepkiniz ne oldu?

MC: Caroline bir vizyoner ve bence Chopard’da yaptıkları, bazı parçaların eksik olduğunu fark ettiği o anda kalbinden geçenleri yansıtıyor. Bu kadar hızlı ve bazen çok yanlış bir şekilde değişen bir dünyada, bu, herkese lüksün adil ve sorumlu olabileceğini anlatarak çok güçlü ve önemli bir örnek oluşturuyor. Bunun için Caroline’e hayranım çünkü belirli ilkeleri benimseyen ilk kişi olduğunuzda, özellikle de kreasyonlarınızı satın alanlar illa da bu tür konulara duyarlı insanlar değilse, bunun riskli bir girişim olduğunun farkında. Müşteriler için; ne satın aldıklarını ve bunun nereden geldiğini bilmelerini sağlayacak bir kapı aralamış oldu gerçekten. Bence bu hakikaten önemli ve tabii ki bu adanmışlığı için Caroline’e minnettarım!

CS: Chopard’ın iş yaptığı madenlerde çocuk işçi olmadığını, madenlerden altın çıkarılırken gezegenimize özen gösterdiğimizi, madenlerin güvenli olduğunu ve madencilerin ailelerine bakabilecekleri sabit bir maaşları olduğunu bilmek rahatlatıcı. Neticede, elinizde güzel ürünler varsa ama o noktaya nasıl geldiğinizi bilmiyorsanız, içinize sinmez. 2014’te bütün dünyada bir başarı simgesi olan Altın Palmiye’yi sorumlu bir şekilde elde edilmiş altından üretmeye karar verdim. Bu konuya kendimizi ne kadar adadığımıza medyanın ilgisini çekmek için bir fırsattı.

Sizin vizyoner oluşunuza dönecek olursak, yolculuğunuzu duyurduğunuzda sektörün tepkisi ne oldu?

CS: İlk başladığımda, hepsi bana, kendi kendilerine, “Peki, ne yapacak bir görelim,” der gibi bakıyordu. Artık bu ilkeler oturdu ve madenlerle çalışan birçok büyük banka ESG (Environment, Social and Governance – Çevre, Toplum ve Yönetişim) yatırımlarına giderek daha fazla odaklanıyor; çünkü pek çok insan aynı yönde ilerlemek istiyor. Bu konudaki müstehzi şüpheciliğin artık azaldığını düşünüyorum. Vizyoner olduğumu söylediğin için teşekkür ederim, Marion; çünkü hakikaten bir risk aldık ve çalışanlarımızı da eğitmemiz gerekti. Kolombiya’daki madenden etik yöntemlerle elde edilmiş ilk 60 kg altını aldığımızdaki halimizi bir görseydiniz! Etik altından ilk modelleri üretmek önce zor oldu; çünkü bu altının geleneksel altınla birlikte eritilerek ayırt edici özelliklerini kaybetmediklerinden emin olmak için üretim süreçlerini ayırmak zorunda kaldık. Yani, işler başta epey karmaşıktı, ama şimdi tüm fabrika bu şekilde çalışıyor ve biz de bir şekilde üstesinden geldik!

Sürdürülebilir Lüks somut olarak ne anlama geliyor?

CS: Sürdürülebilir Lüks, her şeyden önce gezegene, insanlığa saygı duymak ve her şeyin çok hızlı gerçekleştiği ve insanların her zaman ne satın aldıklarının farkında olmadığı bir dünyada ürünleri belirli bir şekilde kullanmak demek. Yaptıklarımıza daha fazla özen göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Benim için ifade ettiği bu; Marion, senin için nedir? 

MC: Bence lüks satın alan, lüks içinde yaşayan insanlar bu konuda gerçekten bir şeyler yapabilir. Lüksü karşılayabildiğinizde, bu özgürlüğünüzü, ürünlerin nereden geldiği konusunda kendinizi eğitmek için kullanmanız gerekir. Caroline, Chopard çalışanlarını eğitmeniz gerektiğinden bahsetmiştin, ama sanırım bunun devamı olarak, müşterilere ve Chopard’ı sevenlere de açıklama yapmanız gerekiyor. Ben bunu, çok önemli ve hepimizi etkileyen bir şeyle ilgili farkındalık yaratmanın güzel bir yolu olarak görüyorum.

Etik yöntemlerle elde edilmiş altından kreasyonları ilk gördüğünüz ve taktığınız zamanı hatırlıyor musunuz?

MC: Evet, hatırlıyorum. Caroline’e, bazı şeyleri umursamayan, ona bu yoldan gitmemesini söyleyen insanları dinlemediği için o kadar minnettar ve hayranım ki... İnatçı olmak çok önemli ve o da öyle. Etik altınla yapılan ilk modelleri gördüğümde çok duygulanmıştım. Bunu, bu önemli konular hakkında daha fazla farkındalık yaratan farklı bir yola açılan bir kapı olarak görmüştüm.

Müşteriler bu ilk parçalara nasıl tepki verdi?

CS: İlginçtir, Marion etik altından üretilen ilk parçalar olan bir pırlanta bileklik ve hoş bir çift küpeyi Green Carpet Koleksiyonu’nun lansmanında takıp, Sürdürülebilir Lüks Yolculuğunu anlatmaya başladığında, Koreli bir oyuncu, “Onları şimdi almak istiyorum,” dedi ve aldı. Böylece, doğru yolda olduğumuzu ve insanları eğitip projeyi anlattığımızda bunu tereddütsüz onaylayacaklarını teyit etmiş olduk. Bugün atölyede ve Haute Joaillerie bölümünde vakit geçirdiğimde, her gün işini tutkuyla yapan o kadar çok zanaatkar görüyorum ki! Sürdürülebilir Lüks Yolculuğu ile bu projenin parçası olmaktan ne kadar gurur duydukları hakkında keyifle konuşuyorlar. Yani, uzun bir yol kat ettik ve hâlâ yapacak çok işimiz var, ama Roma da bir günde inşa edilmedi.

MC: Bence, ürünlerin nasıl yapıldığına dair farkındalığı da kapsayan lüks ile dünyada olup bitenleri hiç umursamamak anlamına gelen lüks arasında bir tercih yapmaları gerektiğinde, çoğu insan adil olanı seçecektir. Bu da lüks ürünler üretenlerin bunu akıllarında bulundurmaları ve özellikle konu lüks ise, tüketici olarak bizim davranışımızı dönüştürmek için bir alternatif sunmaları gerektiği anlamına geliyor. Bu aynı zamanda bir ülkenin, bir kentin kültürünü, güzelliğini ifade ediyor ve bence önemli.

İş yaptığınız madenlerden birini ziyaret etme fırsatınız oldu mu hiç?

CS: Tabii ki birkaç maden görmüştüm, en son bir de elmas madeni ziyaret ettim. Çok ilginç oluyor çünkü bu ülkelerdeki değişimi de görüyorsunuz. 

36-MM TIMEPIECE FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT ROSE GOLD. REF. 124015-5001

BRACELET FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT ROSE GOLD SET WITH DIAMONDS. REF. 857702-5003

RING FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT YELLOW GOLD SET WITH DIAMONDS. REF. 829834-0099

Bize Green Carpet Koleksiyonu’nu anlatır mısınız?

CS: Her yıl Cannes’da lansmanını yaptığımız Haute Joaillerie Red Carpet Koleksiyonu kapsamında, %100 Etik altından ve sorumlu bir şekilde elde edilmiş ister elmas, ister zümrüt, Paraiba turmalini veya siyah opal gibi değerli taşlardan yapılmış modellerden oluşan ve bizim Green Carpet dediğimiz bir bölüm var. Her yıl projeyi genişleterek koleksiyona yeni bir taş eklemeye çalışıyoruz, ancak değerli taşlarımızı tedarik ettiğimiz madenlerin sürdürülebilirliği bizi bağlıyor. 

Favori bir parçanız var mı?

MC: O kadar çok var ki, birini seçmek biraz zor, ama taktığım ilk Green Carpet Koleksiyonu setinin benim için çok özel olduğunu söylemeliyim; o yüzden seçmem gerekse tercihimi ondan yana kullanırdım.

Marion, yanlışım varsa düzeltin lütfen ama siz de bir parça tasarlamamış mıydınız? Bundan biraz bahsedebilir misiniz?

MC: Siyah opal kullanılacak bir model için fikir alışverişinde bulunuyorduk. Taşlar, bir ailenin sahibi ve işletmecisi olduğu ve sürdürülebilir yöntemlerle değerli taş çıkaran Avustralya’daki Aurora madeninden geliyordu. Caroline’le bu şekilde beraber çalışmayı çok sevdim. 

O çok yaratıcı biri. Bunu birlikte yapmak hem eğlenceli hem de dokunaklı; çünkü sonuçta nesnelere nasıl baktığını ve Chopard’ın 

nasıl evrimleşmesini istediğini görüyorsunuz. Benzer bir çalışmayı sonra da yaptık ve kesinlikle tekrar yapacağız.

Sizin de hoşunuza gitti mi?

CS: Hem de çok, çünkü her zaman dışarıdan insanların görüş ve katkılarını almayı çok severim; bu Marion için özellikle doğru 

çünkü hem güzel, hem de çok zevkli biri. İkimizin nesnelere bakış açısı farklı, böylece aynı zamanda çok da keyif aldığımız başarılı bir kombinasyon çıkıyor ortaya.

Kırmızı Halı’yı tamamıyla yeşile çevirmek 

ne kadar zamanınızı alır sizce?

MC: Bence hedefimiz bu olmalı; eğer sadece yarım önlem alırsanız, sınırları asla tam zorlamazsınız. Çıtayı epey yükseğe koymakta fayda var. Daha önümüzde uzun bir yol var ama en azından bazı yaratıcı ve müthiş markalar da bu yolu seçti bile; o yüzden bence hepimiz elimizden gelenin en iyisini yapmayı hedeflemeliyiz.

İlk başladığınızda düşündüğünüzden daha mı hızlı gitti?

CS: Olaylar olabildiğince hızlı gelişiyor, ki bence epey hızlı. 2019’daki son Trophée Chopard töreninde Pierre Lescure ve Thierry Frémaux ile konuşurken, onlara dedim ki, “Biliyor musunuz, bence siz de halınızı düşünmelisiniz. Belki siz de Cannes Film Festivali’nin kırmızı halısını, Chopard partisi için bizim yaptığımız gibi geri dönüştürülmüş balık ağlarından hazırlatabilirsiniz.” Festivale katılan bütün 

yeteneklerin böylece sorumlu bir şekilde üretilmiş bir kırmızı halının üzerinde yürümesi muhteşem bir mesaj olurdu. 

MC: Caroline öyle bir ilham kaynağı ki... Ne kadar ilerlersen, o kadar çok keşfediyorsun; kendini ne kadar eğitir ve öğrendiklerini başkalarıyla paylaşırsan, bu sürecin tamamı o kadar ilham verici hale geliyor. Mesela belki Kırmızı Halı hiç akıllarına gelmemişti, ama Caroline gidip onlara bazı şeyleri yapmanın farklı bir yolu olduğunu söylemiş. Özellikle de söz konusu olan, ertesi gün atacağınız bir nesneyse... Bence öğrendiklerini paylaşması ve insanları, bazı şeyleri değiştirme fırsatını kullandıklarında bunu kendilerinin de yapabileceğini görmeye teşvik etmesi önemli.

Bu da bir trend yaratma fırsatına dönüşebilir. Sizinle bu konuyu konuşan oldu mu hiç?

CS: Şimdi, moda sektöründe de çok şey oluyor ve birçok tasarımcı bu vizyonu paylaşmaya başladı. Bu yüzden, zamanla, senin de daha önce söylediğin gibi, insanlar seçme şansları olduğunda kesinlikle bunu tercih edecek ve bunu bütün sektörlerde görüyoruz. Herkes küçük ölçekte de olsa tercihini bu yönde kullandıkça zaman içinde bir fark oluşacak.

Mevcut duruma bakınca, sizce bu daha çok arz meselesi mi, talep mi?

CS: Bence hem bu ikisi, hem de bir iletişim meselesi. Sürdürülebilir Lüks Yolculuğu dediğimiz kavramı daha da yaymalıyız, çünkü bunu ne kadar çok insan konuşur ve bunun farkına varırsa, o kadar çok insan da hakkında sorular soracak ve ona erişim sahibi olacak. 

RINGS FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT YELLOW GOLD SET WITH DIAMONDS REF. 829834-0099 AND 827702-0289

RINGS FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT WHITE GOLD SET WITH DIAMONDS REF. 827702-1259 AND 827702-1289

RING FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT WHITE GOLD REF. 827702-1199

Chopard; herkesin kazanmak için yanıp tutuştuğu Altın Palmiye’yi üretmek dahil, çok ciddi bir şekilde Cannes Film Festivali’ne dahil oldu. Neden Chopard’ın bu kadar angaje olmasını istediniz? 

CS: Ben kendim zaten her zaman film yapımcılığının büyük bir hayranıydım ve çocukken bile sinemaya gitmeyi çok severdim. Dolayısıyla, La Croisette’te 23 yıl kadar önce butiğimizi açacağımızda, açılışı Film Festivali’ne denk getirmemiz gerektiğini düşünmüştüm. Bunun üzerine o zaman Festival Başkanı olan Pierre Viot’yla tanışmaya gittim. Konuşurken, ona La Croisette’teki minik butiğimizde resmi bir gece düzenlemek istediğimi söyledim ve bunu Festival kapsamında yapıp yapamayacağımızı sordum, o da “Elbette olur!” dedi. Festival aslında başka bir markayla daha yeni 50. yılını kutlamıştı, ben de biraz bilgi almaya çalışıyordum. Sonra, “Belki diğer Resmi Ortaklarımızla konuşabilirsiniz,” dedi ve ben, “Ortaklarınız mı var? Peki ya saat ve mücevher alanında var mı?” diye sordum. O da bana, “Hayır, o kategoride kimse yok,” deyince, biraz düşünüp, bir öneride bulundum: “Belki birlikte daha uzun vadeli bir işbirliği yapabiliriz çünkü Kırmızı Halı’da pırlanta olmazsa olmaz.” Orası kesindi, çünkü hakikaten pırlantalar, o güzel oyuncuların daha da parlak ışıldamasını sağlıyor. Sonra da arkasındaki kütüphanede bir ödül gördüm, sordum, “O Altın Palmiye mi?”. Ödülü alıp önüme koydu, ben de “Bu yıl 50. yılınız, kim üretiyor bunu?” diye bir soru daha sordum. “Bilmiyorum, Paris’te küçük bir atölye,” deyince cesaretimi toplayıp, “Size bir teklif sunsam ve bu Altın Palmiye’nin nasıl daha göz alıcı olabileceğini göstersem, olur mu?” diye sordum ve hakikaten Paris’ten kolumun altında Altın Palmiye’yle ayrıldım. Chopard ve Cannes Film Festivali arasındaki ilişki böyle başladı.

Tüm bu yıllar boyunca Cannes ile ilgili en güzel anılarınız hangileridir?

CS: O kadar çok ki, bu anılardan kitap veya film yapabilirim. Çok sayıda mutlu anı ve komik hikaye var... Kendi kendime, bir yönetmen festival sırasında bir film çekebilse ne kadar harika olurdu diye düşündüğüm çok olmuştur! Resmi olarak olup biten ama genelde sahne arkasında, çeşitli otellerde geçen her şey hakkında bir film: o dram, o mutluluk, o kahkahalar... Burada olduğum ilk yıl Majestic’te küçük bir kasası olan küçük bir odada kalıyordum ve kimse Chopard’ı pek tanımadığından yanımda İsviçre çikolatası getirip bütün odalara koymuştum. Sonra bir aktrise mücevherleri gösterdiğimde bana, “Demek o çikolataları yapan sizsiniz, değil mi?” diye sormuştu. Ben de, “Hayır! Biz mücevher yapıyoruz!” demiştim. O an öyle aklımda kalmış, bir de Kırmızı Halı’daki ilk yürüyüşüm... Nefes kesici bir deneyim.

Peki siz, Marion, festival için buraya, Cannes’a ilk gelişinizden hangi anılar kaldı?

MC: Buraya ilk kez Fransız TV kanalı Canal+ ile, onların prodüksiyonu olan bir proje için gelmiştim. Projenin adını hatırlamıyorum, ama 10 kişiydik ve bizi, kısa bir film çekmemiz gereken Cannes’a götürmüşlerdi ve ben her şeyden çok etkilenmiştim. İkinci gelişim, Taksi filmi içindi; Chopard’la ilişkimiz de o zaman başladı. Hayatımda ilk kez bu kadar muhteşem mücevherler takmıştım ve hatırlıyorum, bana Kırmızı Halı’da böylesine göz alıcı bir parça taşıma fırsatı vermelerinin ne hoş olduğunu düşünmüştüm. O zamanlar çok gençtim, daha sadece iki üç filmde oynamıştım ve o zamandan beri burada benimle birlikteler!

MARION COTILLARD IN MAGICAL SETTING EARRINGS FROM THE MAGICAL SETTING COLLECTION IN 18-CARAT WHITE GOLD SET WITH BRILLIANT-CUT EMERALDS (8,6 CTS) AND DIAMONDS (22,3 CTS)

REF. 848217-1005

RING FROM THE MAGICAL SETTING COLLECTION IN 18-CARAT WHITE GOLD SET WITH A BRILLIANT-CUT EMERALD (1,4 CT) AND BRILLIANT-CUT DIAMONDS (5,2 CTS)

REF. 828215-1005

Kırmızı Halı’da pek çok kez yürüdünüz, ama bir film tanıtımı için bunu yaptığınızda nasıl oluyor?

MC: Cannes’daki Kırmızı Halı çok özel: Son 18 yıldır her yıl o halıda yürüdüm ve her zaman tarif edilmesi zor olan o aynı sevinci yaşıyorum. Stresli değil, ama hiç eskimeyen bir gizemli tarafı var. Bu Kırmızı Halı’ya yeni bir filmi temsilen her çıkışımda, gözlerinde yıldızlar parlayan o aynı çocuk oluyorum. Aynı duyguyu tekrar tekrar yaşamak, bunun asla bir rutin haline gelmemesi komik aslında. Her seferinde yeni bir deneyim, özellikle de Cannes’daki çoğu filmimde olduğu gibi, yönetmen ve diğer oyuncuların ilk gelişi olduğunda... Bütün o insanların o büyüye nasıl kapıldığını görüyorsunuz ve her gidişinizde ilk seferki kadar taze bir deneyim oluyor.

Size bir soru daha: Kapanış gecesi yaklaşırken nasıl hissediyorsunuz? 

CS: Yani artık 22 yıl oldu ve daha önce söylediğim gibi, ben zaten büyük bir sinema hayranıydım ve gider, her kapanış gecesini, her filmi seyrederdim. Bugünlerde güçlükle gidebiliyorum çünkü ilgilenmemiz gereken o kadar iş, proje, müşteri ve basın oluyor ki... Benim için her yıl yeni ve farklı. Muhteşem bir atmosfer oluyor ve bence selfie çekmenin yasak olması harika çünkü orada onlarca fotoğrafçı var, herkes süslenmiş, herkes ayrı şık... Yani bütün o insanlar kalkıp selfie çekse ve paylaşsa, bu gizem dolu izlenim yitirilir. 

Peki ya bu yıllık törenlerin sonu? Hani bütün o yönetmenlerin Chopard’ın yaptığı Altın Palmiye’yi kaldırdığı o anlar? Bu çok özel bir şey olmalı!

CS: Bu konuda, Altın Palmiye ödülüne layık görülen ve ödülü aldıkları “o an”la ilgili deneyimlerini paylaşan 10 yönetmenin rol aldığı “La Légende de la Palme d’Or” adlı müthiş bir belgesel yapıldı. Ödülü alma anı hepsi için çok özel ve bu eşsiz anda kendilerini nasıl hissettiklerini görmek çok ilginç.

Cannes sizin için de çok özel, değil mi, Marion?

MC: Kesinlikle. Az önce söylediğim gibi, her zaman aynı büyülü yanı var; burada olduğum için her seferinde kendimi çok şanslı hissediyorum ve sanırım hep öyle hissedeceğim. Bütün bu deneyim; sinema için öylesine yoğun bir tutku ve dünyanın her yerinden yeni sanatçıları keşfetmek için öylesine büyük bir fırsatı temsil ediyor ki! Bence bu çok eşsiz bir deneyim, o yüzden de bu eşsiz ve büyülü rüyaya erişiminizin olması çok özel bir hal alıyor. Hatırlıyorum, çocukken bile bu festivalin çok özel olduğuna inanırdım ve burada bir film göstermek bir tür hayaldi benim için.

BANGLE BRACELETS FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT ROSE GOLD REF. 85A029-5000

BANGLE BRACELETS FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT YELLOW GOLD REF. 85A029-0000

RINGS FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT ROSE GOLD REF. 829834-5010

RINGS FROM THE ICE CUBE COLLECTION IN 18-CARAT YELLOW GOLD REF. 829834-0010 AND 827702-0199